Bir gün gelecek, sadece kumların üzerine uzanıp gökyüzünü izleyen iki genç kızın tablosunu çizecek her ressam, biz modelleri olacağız. Bir gün gelecek, geceleri birer yudum şaraba razı olup, seninle yan yana yıldızları sayacağız. Bir gün sen bana denizi anlatacaksın. Ben sana toprağı. Bir gün susacağız sadece, kimse duyamayacak saçlarımızın anlattıklarını. İşte bu yüzden dayanmak gerekiyor. İşte bu yüzden, sırf bu yüzden savaşmak… İşte bu yüzden seviyorum seni. Biliyorum, kolay değil anlamak…
Yalanları görebilmek acıdır. Maskelerin ardında nelerin durduğunu bilmek… Zordur her şeyi sezerek yaşamak, zordur olup biten her şeyi görmek. Biliyorum neden nüfus cüzdanında yazan yaşta olmadığını. Biliyorum nasıl hayata bu kadar sabırla katlandığını. Biraz turuncu katmak istiyorum sadece hayatına bir gece sen uyurken, biraz bahar sürmek istiyorum zamanın sana getireceklerine. Çünkü onlar anlamaz. Çünkü onlar göremez senin içine akıttığın yaşları. Oysa ben biliyorum, bir şiir uzatsam sana, diner acın, içini çekersin önce, sonra gülümsersin yine. Güçlüsün sen çünkü. Farkındalığının farkındasın. Kendi kendinin aynası olabilen nadir insanlardansın. Ve işte bu yüzden hayatımdasın. İşte bu yüzden ben biraz çilek tadı istiyorum geleceğimize, biraz meltem, tenimizi mutlu etsin diye. İşte bu yüzden, sessizliğini tanıyorum. İşte bu yüzden gözlerin kapalıyken bile acımı görebildiğini biliyorum. İşte bu yüzden bekliyorum seninle deniz kenarında bir martıya dönüşene kadar içeceğimiz günü. İşte bu yüzden şiirlerle süslüyorum bir gün içinde kanat çırpacağımız göğü.
İşte bu yüzden, nerede olursan ol, ben duyabiliyorum
içindeki sessiz çığlıkları.
İşte bu yüzden, ne olursa olsun, ben biliyorum
bir gün bembeyaz olacağımızı…
Bu yüzden, bir gün şiir kazanacak, aşk kazanacak, özgürlük ve barış kazanacak, inan.
İşte bu yüzden, karanlığa inat dayan, ihtiyacımız olan tek şey biraz zaman