Kimse sesini çıkarmıyor.
herşey herkes aynı.
birşeyler eksik biliyorum.
küf kokan sokaklar
kandırmak istiyor ruhumu.
aşk'tan yana ne varsa
korkuyorum.
korkuyorum belkide
aşkın taze renklerinden.
korkuyorum belkide
"sonsuz bir aşk lekesini yüreğim de taşımaktan..."
uyandım, mutsuzdum.
biri gelip
"düşlerini ışıklarla boya" dedi.
uyudum.
gözümün önüne boyalarım geldi
tualim dans etti
ışıklarımla boyadım düşlerimi
uyandım mutluydum.
eski bir kapının kilidi
paslanmış
zorlasam biraz kırılacak
tıp kı
yeni bir aşk-a açılamayacak
kadar hassas kalbim gibi...
şarkısını söyledi.
güzeldi.
ama ağladı.
elleri titredi.
sonra baktı bana...
seviyorum dedi
ve gitti..
yine bir başlangıç gibi
telşalarına sarılan insanlar
sokaklar soğuk..
ışıklı evlerin karanlık ruhları..
kopuk, yitik anılar.
bir başlangıç.
zaman akıyor.
ve susuyor tüm yürekler.
aynalar kırıldı.
yerlere saçıldı parçalar.
ölüm geldi.
aldı kalbimin yarısını.
sonra dirildim.
bir parçam yitik.
sonra bir çığlık.
karanlık bir kuyu.
dibindeyim.
çırpınıyorum.
yaralarım artıyor.
kanıyorum.
çıplaklığım geliyor aklıma.
sarılıyorum kendime.
aynalar kırılıyor.
cam parçaları değiyor bedenime.
ve yine kanıyorum.
kesiklerime bastırıyorum.
bir çığlık , bir çığlık daha
biri geliyor.
"dayanamıyorum"diyorum.
"peki" diyor.
diğer yarımı da alıyor.
ölüyorum...
"Belkide sonsuz bir açlıktı aşk'ın adı. Ve o'nu doyurabilmek için hep kanamak gerekiyordu"
(alıntı)
herşey herkes aynı.
birşeyler eksik biliyorum.
küf kokan sokaklar
kandırmak istiyor ruhumu.
aşk'tan yana ne varsa
korkuyorum.
korkuyorum belkide
aşkın taze renklerinden.
korkuyorum belkide
"sonsuz bir aşk lekesini yüreğim de taşımaktan..."
uyandım, mutsuzdum.
biri gelip
"düşlerini ışıklarla boya" dedi.
uyudum.
gözümün önüne boyalarım geldi
tualim dans etti
ışıklarımla boyadım düşlerimi
uyandım mutluydum.
eski bir kapının kilidi
paslanmış
zorlasam biraz kırılacak
tıp kı
yeni bir aşk-a açılamayacak
kadar hassas kalbim gibi...
şarkısını söyledi.
güzeldi.
ama ağladı.
elleri titredi.
sonra baktı bana...
seviyorum dedi
ve gitti..
yine bir başlangıç gibi
telşalarına sarılan insanlar
sokaklar soğuk..
ışıklı evlerin karanlık ruhları..
kopuk, yitik anılar.
bir başlangıç.
zaman akıyor.
ve susuyor tüm yürekler.
aynalar kırıldı.
yerlere saçıldı parçalar.
ölüm geldi.
aldı kalbimin yarısını.
sonra dirildim.
bir parçam yitik.
sonra bir çığlık.
karanlık bir kuyu.
dibindeyim.
çırpınıyorum.
yaralarım artıyor.
kanıyorum.
çıplaklığım geliyor aklıma.
sarılıyorum kendime.
aynalar kırılıyor.
cam parçaları değiyor bedenime.
ve yine kanıyorum.
kesiklerime bastırıyorum.
bir çığlık , bir çığlık daha
biri geliyor.
"dayanamıyorum"diyorum.
"peki" diyor.
diğer yarımı da alıyor.
ölüyorum...
"Belkide sonsuz bir açlıktı aşk'ın adı. Ve o'nu doyurabilmek için hep kanamak gerekiyordu"
(alıntı)