Her seferinde geç kalınmış mutluluğu yaşıyorum. Belli bir dönem benim tarafımdan aşk istenirken arkadaşlıktan öte gtmeym ilişkiler şimdi tam terse döndü.Yaptığım tek şey,araya mesafe çekmemdi.Şunu farkettim ki birşeyin üstüne ne kadar çok gidersen, okadar üzülüyorsun.
Belli dönemlerde duyduğum tek şey "zamana bırak(alım) herşeyi" oluyor.Zamana bırakmak tabiri bana göre 'istemiyorum,seninle imkansız,vs..' Kabaca başndan sallamak diyorum ben buna. (bana bugüne kadar öyle öğretmişler napayım ) Ama gerçek anlamında kullananlarda varmış.
-Zamana bırakalım derken ciddiydim ama sen o zamanı erken bitirdin...
tarzında cümlelerde kurulabiliyor.Sen her ne kadar ben "öyle böyle şöyle anlamıştım" diye açıklama yapsanda. Ama gerçekten kaybettiğini düşündüğün anda herşeyi sal. Hayatını akışına bırak gitsin. Zamana bırak. O bıraktığın zaman sonunda sen kazanıcaksın. E tabiki ilk başlarda hiç bişey olmamış gibi davranmak? Zor... Mutlu olmak istiyorsan Polliana'yı oynatalım sana. İçin yanarken karşındakine hiç bir şey yokmuş gibi davran. Dikkat(!) et dozunu kaçırmadan.
Yasak olan herşey çekici gelmiştir insanoğluna.. Zor olanın çekici gelmesi gibi. "Hep ben" diye yaşamazmıyız? "Ben tanınmalıyım... Ben kariyer yapmalıyım... vs. vs." tarzında örnekler çok var.
Hırs yapmak nereye kadar ki? Hep aynı monotonluk süre gelir.. Kendini hesaba çektiğin de arkana bir bakarsın ki ... NE YAPMIŞIM... ne kadar boş, bir okadarda saçma.. Halbuki sen oluruna bırakmış olsan herşeyi hakettiğin zaman hakettiğin yerde olursun.
Tabiki zor olan çekici gelir;ikili ilişkilerde çok yaşarız bunu.."Seviyorum, benim olmalı" diye yapmadığımız şey kalmaz.. Aslında bu davranış karşımızdaki insanı daha fazla iter. Olacağı varsa da olmaz. Kendiliğinden olmasını beklesek daha sağlıklı.. Herşey sindire sindire olur. Sonuç olumlu olmasa bile sevdiğimiz insanı tamamen kaybetmemiş oluruz.
Acele etmek bişeyler için kendimizi kasmak kendimize vermiş olduğumuz zarardan başka bir şey değildir.. Hayatı kafana takarsan, takılırsın. Bırak o taksın seni kafasına..
Herşey zamanla gelişir. Bitmesi gereken yerde son bulur...
Belli dönemlerde duyduğum tek şey "zamana bırak(alım) herşeyi" oluyor.Zamana bırakmak tabiri bana göre 'istemiyorum,seninle imkansız,vs..' Kabaca başndan sallamak diyorum ben buna. (bana bugüne kadar öyle öğretmişler napayım ) Ama gerçek anlamında kullananlarda varmış.
-Zamana bırakalım derken ciddiydim ama sen o zamanı erken bitirdin...
tarzında cümlelerde kurulabiliyor.Sen her ne kadar ben "öyle böyle şöyle anlamıştım" diye açıklama yapsanda. Ama gerçekten kaybettiğini düşündüğün anda herşeyi sal. Hayatını akışına bırak gitsin. Zamana bırak. O bıraktığın zaman sonunda sen kazanıcaksın. E tabiki ilk başlarda hiç bişey olmamış gibi davranmak? Zor... Mutlu olmak istiyorsan Polliana'yı oynatalım sana. İçin yanarken karşındakine hiç bir şey yokmuş gibi davran. Dikkat(!) et dozunu kaçırmadan.
Yasak olan herşey çekici gelmiştir insanoğluna.. Zor olanın çekici gelmesi gibi. "Hep ben" diye yaşamazmıyız? "Ben tanınmalıyım... Ben kariyer yapmalıyım... vs. vs." tarzında örnekler çok var.
Hırs yapmak nereye kadar ki? Hep aynı monotonluk süre gelir.. Kendini hesaba çektiğin de arkana bir bakarsın ki ... NE YAPMIŞIM... ne kadar boş, bir okadarda saçma.. Halbuki sen oluruna bırakmış olsan herşeyi hakettiğin zaman hakettiğin yerde olursun.
Tabiki zor olan çekici gelir;ikili ilişkilerde çok yaşarız bunu.."Seviyorum, benim olmalı" diye yapmadığımız şey kalmaz.. Aslında bu davranış karşımızdaki insanı daha fazla iter. Olacağı varsa da olmaz. Kendiliğinden olmasını beklesek daha sağlıklı.. Herşey sindire sindire olur. Sonuç olumlu olmasa bile sevdiğimiz insanı tamamen kaybetmemiş oluruz.
Acele etmek bişeyler için kendimizi kasmak kendimize vermiş olduğumuz zarardan başka bir şey değildir.. Hayatı kafana takarsan, takılırsın. Bırak o taksın seni kafasına..
Herşey zamanla gelişir. Bitmesi gereken yerde son bulur...